Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Ağustos 2020 Çarşamba

YELKENLİ TEKNEDE YAŞAMAK

    Belki de hayatımızın en radikal kararı...
 
    Çoğumuzun "bir karavanımız olsa" düşüncesi ömrünün bir vaktinde aklından geçmiştir. Bizim de öyle bir dönemimiz oldu ama bir kaç defa sesli düşünüp bir daha konusunu hiç açmadık. Rutin hayatımıza devam ettik.
    Eşimin ailesi Dikili'de yaşıyor. Dört veya beş yıl kadar önce "Ufak bir tekne alsak, şöyle 5 metre falan. Yazın denize indirir, koyları gezeriz." diye düşündük. Çok sürmedi bu düşüncemiz. O da karavan fikri gibi geçti, gitti. Fakat geçtiğimiz sene aklımıza yelkenli tekne düştü. Araştırdık, taraştırdık. 
    Tekne kullanmak için ADB yani Amatör Denizci Belgesi alınması gerekiyormuş. Yani ehliyet.  ADB için Liman Başkanlıklarına başvuruda bulunuyorsunuz ve açılan ilk sınava (önce eğitim, ardından sınav) davet ediliyorsunuz. Biz de öyle yaptık. Eşimle Mudanya Liman Başkanlığına başvurduk ve sınav sonucu Amatör Denizci Belgelerimizi cebimize koyduk. Bu arada da yelkenli tekneler ve teknelerde yaşam ile ilgili araştırma yapmaya devam ettik. Youtube'da ne kadar video varsa izledik. Markalar, modeller, donanımlar, arızalar, eksikler, fazlalar, dünya turları, okyanus geçişleri vb. İzlemeye de devam ediyoruz.
    Önceleri "7-8 metre yelkenli bize yeter. Yaz aylarında bineriz teknemize, gezer döneriz." düşüncesi biz konuyu araştırdıkça "Herşeyi satıp, en az 11 metre yelkenli alıp, bundan sonraki yaşamımızı denizde geçirelim"e döndü. Ama ne dönmek! Öyle böyle değil. Bu arzumuzun doruğa ulaşmasıyla yavaş yavaş çocukları ikna çalışmalarına giriştik.  "Ama bizim midemiz bulanır." itirazları yükselirken,  Karaipler küçük oğlumuz Efe Ege'yi (13) Kanada da büyük oğlumuz Burak Baran'ı (16) ikna etti :)) 
    Bu arada teknenizdeki telsizi kullanabilmeniz için KMT yani Kısa Mesafe Telsiz Operatörü belgenizin olması gerekiyor. O belgeyi de Liman Başkanlıklarının düzenlediği sınavla alıyorsunuz. Geçtiğimiz yıl "olmasa da olur" düşüncesiyle onu pas geçmiştik. Ancak artık müstakbel teknemizle dünyayı dolaşmayı düşündüğümüz için o belgeyi de almak istedik ve başvurumuzu yaptık. 11 Ağustos 2020'de sınavımız var :) 
    Peki, yelken kullanmayı biliyor muyuz? Pratikte hayır. Ama "Kervan yolda düzülür" diye bir söz var, bilirsiniz. Teknemizi alınca nasıl olsa öğreneceğiz, diyoruz. 
    Yelkenli teknede yaşama fikri öyle bizi sarıp sarmaladı ki, belki seneye, belki seneler sonra olacak, belki de hiç olmayacak teknemiz. Ama sanki hemen yarın olacakmış gibi evdeki eşyalara, teknede lazım olmaz gözüyle bakmaya başladım. (Zaten epeydir yaşadığım bıkkınlık minimal yaşamı düşündürüyordu bana.) Bulaşık makinasını boşaltırken; "Bu tabaklar hassas çabuk kırılır, tekneye uygun değil. Çay bardağı şart mı? Şart. Bu kadar tencere gereksiz, teknede iki tane orta boy yeter. vs." demeye başladım. 
    Herşeyi geride bırakıp denizde özgürce özgürlüğe yol almak... 
    En çok kamçılayan da bu düşünce belki de...
    Çünkü doğayla mücadele bedeni, insanla mücadele ruhu yoruyor. Ve ruhumuzun denizle, rüzgârla, doğada şifa bulacağına inanıyoruz.
    Umarım yelkenli teknede yaşama hayalimiz en kısa sürede, hayırlısıyla gerçekleşir. 
    O zaman bize der misiniz 
                    "Pruvanız neta, dümeniniz viya olsun..."





2 yorum:

Adsız dedi ki...

Herkesin kendine göre hayali var. Bizi hayata bağlayan da bu. Umarım hayalleriniz gerçek olur.

Unknown dedi ki...

Allah'ım diyorum.

YELKENLİ TEKNEDE YAŞAMAK

     Belki de hayatımızın en radikal kararı...        Çoğumuzun "bir karavanımız olsa" düşüncesi ömrünün bir vaktinde aklından geç...