Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Haziran 2007 Pazar

BENİ BUL (ekim-2000)

Birgün kaybolursam,
Sabahcı kahvelerinde ara beni,
Denize karşı,
İstanbul'a karşı,
Sana karşı..
Bahar türküleri dinlerken bulacaksın...
emin ol..

buket (ekim-2000)

9 Haziran 2007 Cumartesi

İSTEK (I)


Acı yaşamakların sesini duyarak

İçimden sessizce kopan,

nefretin yerini alan hüzünle,

Görünmez uzaklara yol alırcasına

Bir orkidenin beyazlığına bürünmek..

Ve bir özlemin yerini doldurmak için

Bağırmak dağlara, denizlere

Gülün sevilişini bozan bir diken gibi

Sinsice içimi parçalayan hisleri,

atmak için bir kenara

Kinden, nefretten uzak

bir sevgiye sığınmak

işte bütün istediğim bu...


buket (mart-1992)

İSTEK (II)

Bir günbatımı sonrası,
Soluk bir kızıllık kapladığında ortalığı,
Zindan karası yüreğimi aklamak,
Ve bütün ihanetlerden sıyrılıp,
Gözyaşlarımda kaybolarak,
dalıp gitmek bilinmeze...

buket(Mart-1992)

2 Haziran 2007 Cumartesi

Kaynak: anonim




Anne olmasaydım eğer...

Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.

Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.
O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.
Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.
Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.
Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.
Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.
Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim.
Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.
Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.
Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.
Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.
Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.
Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.
Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.
Hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.
Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.
Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.
38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.
Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.
Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.
Sen olmasaydın eğer ben asla "anne" olmayacaktım.
Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!

YELKENLİ TEKNEDE YAŞAMAK

     Belki de hayatımızın en radikal kararı...        Çoğumuzun "bir karavanımız olsa" düşüncesi ömrünün bir vaktinde aklından geç...