Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

4 Ağustos 2020 Salı

GİZLİ ÖZNE (ÖYKÜ-1.sayfa) (Okuma süresi: 1 dakika 19 saniye)

 I

                                           Saat: 23.30


Yastıklar yine pembe…

“Sana dokunmayacağımı bildiğin halde bu pembedeki ısrar neden Arla?” diye düşündü Toprak. Yatağın kendine ait olan kısmına dokundu keyifsizce. “Yastığın renkleriyle oynayacağına…, neyse boşverdim… İşte bu yüzden bu gece de masalımda sen olmayacaksın!” diye mırıldandı. Bu tavırla Arla’yı mı yoksa kendini mi cezalandırıyordu bilmiyordu? 

Bir yandan pijamalarını giyiyor, bir yandan da zihninin yastığı ile buluşacağı anı ve uykuya dalana kadar kendisine eşlik edecek olan gece masalını düşünüyordu Toprak. Henüz yatağına girmediği halde düşüncesi derinleşmişti. Öyle ki, Arla’nın o gece için özel olarak sipariş ettiği ve zaten mükemmele yakın olan vücudunu daha da cezbedici hale getiren ipek saten geceliğini dahi fark etmedi. Aman, zaten ne fark ederdi ki!  Her gece olduğu gibi bu gece de yatağa girmesi ile Arla gidecekti. 

Üniversite son sınıf öğrencisi iken Erasmus vesilesi ile tanışmışlardı Arla ve Toprak. Öylesine âşıktılar ki, birbirlerine lisanları bile yabancı iki ruh tek bedende kavrulmak için yanıp tutuşuyordu anbean. Mezuniyetlerini zor beklediler ebediyen birbirlerine ait olacakları o imzayı atmak için. İkisi de birbirleri uğruna dünyadan vazgeçmeye hazırdı. Bu fedakârlığı Arla yaptı. Toprak’tan uzak kaldığı herbir gün, içindeki vuslat ateşine bir odun daha atılıyordu. Hem yüreği hem bedeni yanıyordu. Aşkı uğruna ailesinden, arkadaşlarından, yurdundan gözünü kırpmadan vazgeçti İsveçli güzel. Çünkü Toprak’ın aynı fedakârlığı yapabilmesi daha uzun sürecekti ve tahammülleri yoktu bu süreyi beklemeye… 

İkisi de böyle bir aşkın sadece efsanelerde olacağını düşünüyorlardı; birbirlerini bulana, yürek yüreğe har olana, susuzluktan yanana kadar. Ölene kadar…

Ve kendi masallarının sonunu mutlu umuyorlardı; yollar aradan çıkana, vuslat vukuu bulana, ten tene doyana kadar. Bu vakte kadar…

Odanın içinde dolanıp duran Arla geçtiği yerlerde o baş döndürücü parfümünün kokusunu bıraktığı halde, umursamaz bir halde yatağa uzandı Toprak. Gözlerini kapadı ve masalının kahramanını beklemeye başladı. Hemen gelmiyordu misafiri. Çünkü Arla yanına uzanıp da arkasını dönerek yorganı üzerine çekmeden masalı başlayamıyordu bir türlü Toprak’ın. Ve Arla nedense bu gece bir türlü yatağa girmiyordu. Bir saat olmuştu yatak odalarına geleli. Ama Arla banyoya giriyor, banyodan çıkıp şifonyer çekmecelerine bakıyor, giysi dolabını açıp bir şeyler arıyor, sonra odadan çıkıyor, üç beş dakika sonra yine gelip yatak odasından banyoya geçiyordu. Dolanıp duruyordu. Ne yapıyordu? Ne yapıyorsa önceden yapsaydı ya! 

2.Sayfa




4 yorum:

Adsız dedi ki...

Elinize sağlık çok güzel olmuş, tebrik ederim.

Adsız dedi ki...

Rasgele okudum süper devamını bekliyorum

Adsız dedi ki...

Harika

buket tahmaz savaş dedi ki...

Teşekkür ederim. İkinci sayfası yarın yayınlanacak. Keyifli okumalar dilerim.

YELKENLİ TEKNEDE YAŞAMAK

     Belki de hayatımızın en radikal kararı...        Çoğumuzun "bir karavanımız olsa" düşüncesi ömrünün bir vaktinde aklından geç...