Sayfalar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Ağustos 2008 Perşembe

Alıntıdır...

Aşk birleşmedir, ruhların birbirine sarılmasıdır, frekansların birbirine dolanmasıdır. Ve akışı doğaldır. Zorlama kabul etmez kural kaide dinlemez.
Aşk kıymetlidir. Kurallara sokmaya sıkıştırmaya çalışmadan bırakmalıyız kendimizi.
Hepimiz sevdiğimiz kişide kendimizi görürüz. Çünkü o artık bizden taşıp ortaya fışkıran sevginin fiziksel tezahürüdür. Ve ne kadar coşkuyla bırakırsak kendimizi içimizden taşan aşka , o kadar kuvvetle kenetleniriz birbirimize.
Aşk yaşama sebebimizdir. İnsan sevgi için yaratıldı. Bu yüzden yaradılış sebebimize ters düşmeden,ihmal etmeden, unutmadan, yaşamamız gerekiyor.

Aşk yaşama sebebiniz. Siz sevgisiniz. Sevgi ise tüm kainat.

Herşeyin yaratıcı gücü sevgi.. Sadece kucaklayın ve yaşayın.Tabiatınızı unutmadan Kurallara boğmadan En doğal haliyle..
İçinizden geldiği gibi Kucaklayın sevgiyi ve yaşayın Yüzünüzde bir tebessüm Yüreğinizde ılık bir şevkat Hepsi bu..
Beklentisiz ve kalıpsız Olması gerektiği gibi Sadece siz En doğal haliyle..
Artık açın gözünüzü sevgiye ve sımsıkı tutun sevdiğinizin elini, içtenlikle. Ve bırakın buluşsun yüreklerinizden taşan sevgi, kainata doğru yükselirken. Bırakın ruhunuz sarılsın ötekine, sarıldığının yine kendisi olduğunu bilerek. BİR leşerek….
Siz sevgi sizsiniz Siz sevince BİR siniz.
İnsanın kendine yolculuğudur sevmek. İki insandan BİR e yükselmek
Kainata ulaşmak,sevginin yüreğinden geçer. İnsan sevince kendine doğru harekete geçer. İki bedenden geçen yollar BİRleşir. Bir olma yolunda sevgi güçlenir.

Aşık olmak ruhu bulmaktır.
Hepimizin ruhu diğerine doysun. Artık farkındasınız Kapı da, anahtar da,sevgi de sizsiniz.

Can Yücel'den

Farkında' olmalı insan…Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen…
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,ölürken de aynı avuçların 'her şeyi bırakıp gidiyorum işte!' dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.Azrailin her an sürpriz yapabileceğini,nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan.
Hayvanların yolda , kaldırımda , çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.
Yaratılmışların en güzeli oldu ğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi,köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli. Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli, fark etmeliyiz çok geç olmadan…..
Ömür dediğin üç gündür,dün geldi geçti yarın meçhuldür…O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür….(Can Yücel)

YELKENLİ TEKNEDE YAŞAMAK

     Belki de hayatımızın en radikal kararı...        Çoğumuzun "bir karavanımız olsa" düşüncesi ömrünün bir vaktinde aklından geç...